Ölümü Hatırlamak





Bismillahirrahmanirrahim
Ölümü Hatırlamak (1)
Allahü Teala buyurur:
<<İnsanların hesab görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hala habersiz, haktan yüz çeviriyorlar>>
(21-Enbiya:1).

<<De ki: <<Doğrusu kendisinden kaçtığınız ölüme mutlak yakalanacaksınız; sonra; görüleni de görülmeyeni de bilen Allah’a döndürüleceksiniz>>. O size işlediklerinizi haber verecektir>>
(62-Cum’a: 8) buyurmuştur.

Resul-i Ekrem s.a.v.): <<Zevkleri yok eden ölümü, çok anın>>buyurmuştur. Buhari ile Müslim Ebü Hüreyre’den

Yine Resul-i Ekrem:<<Eğer siz Adem oğullarının ölüm hakkında bildiklerinizi hayvanlar bilseydi, onların vücudlarında et bulup yiyemezdiniz>>buyurmuştur.Buhari ile Müslim Ebü Hüreyre’den.

Hz Aişe (r.a.) Resul-i Ekrem’e,<<Şehidlerle beraber haşrolacak kimse var mı?>> diye sorunca, Resul-i Ekrem:<<Evet, günde yirmi def’a ölümü hatırlayan, şehidlerle haşrolur>>diye cevap vermiştir.Buhari ile Müslim Ebü Hüreyre’den.

Çünkü yirmi def’a ölümü hatırlamak, insanı dünyaya aldanmaktan alıkor ve ahiret için hazırlanmağa; ölümü unutmak ise insanı dünya zevkine sürüklemeğe sebeb olur.

İhya 4 cilt say 805-806.


Resul-i Ekrem:<<Mü’minin hediyesi ölümdür>> buyurmuştur.İbn Ebi’d-Dünya, Taberani,
Hakim Abdullah İbn Ömer’den (r.a.) mürsel olarak rivayet etmişlerdir.


Çünkü dünya, mü’minin tutuklu bulunduğu bir yerdir. Zira burada devamlı olarak nefsi ile mücadele, şehvetlerine karşı riyazet ve şeytanın saldırısına karşı savunma halindedir. Ölüm ise bütün bu sıkıntılardan azad olmak demektir. Azadlık ise kendi hakkında bir hediyedir.

Yine Resul-i Ekrem:
<<Ölüm, her mü’min için bir kefarettir>> buyurmuştur.Ebü Nuaym <<Hilye>>de rivayet etmiştir.

Bununla da gerçek müslümanı kasdetmiştir. O Müslüman ki, Müslümanlar onun elinden ve dilinden emin olmuş, mü’minin iyi vasıfları kendisinde yerleşmiş, ancak farzları yerine getirmek ve büyük günahlardan kaçınmakla bazı ufak tefek hataları olmuştur ki, ölüm bunları yok eder.

Bir gün Resul-i Ekrem Mescid’e girmiş, orada bazı kimselerin konuşup gülüştüklerini görünce:<<Ölümü anın, iyi biliniz ki, nefsimi kudret alinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, benim bildiğimi siz bilseydiniz, az güler çok ağlardınız>> buyurmuştur.İbn Ebi’d-Dünya İbn Ömer’den (r.a.) rivayet etmiştir.
İhya 4 cilt say 806-807.

Bir def’a Resul-i Ekrem’in huzurunda bir adamı övdüklerinde, Resul-i Ekrem:
Bu adamın ölümü anması nasıldır? diye sordu.Onlar da:
Ölümü andığını hiç hatırlamıyoruz, deyince, Resul-i Ekrem:
O halde adamın bir değeri yoktur buyurdu.İbn Ebi’d-Dünya, Enes’den (r.a.) rivayet etmiştir.

İ b n Ö m e r (r.a.) anlatıyor:<<Bir gün, onuncu şahıs olarak Resul-i Ekrem’in huzurunda bulunuyordum. Ensar’dan birisi,(Peygamberimiz Resul-i Ekreme (s.a.v.) Mekkeden Medineye hicretinde, Ona ev sahipliği yapan, Her türlü yardımda bulunan sahabeler.) <<İnsanların en akıllısı ve en keremlisi kimdir?>> diye sordu. Resul-i Ekrem:

<<Ölümü daha çok anan ve onun için daha çok hazırlanandır. İşte dünyanın şerefini ve ahiretin keremini ihraz (Kazanmak) eden akıllılar bunlardır>> buyurdu.
İhya 4 cilt say 807.

İ b n Ş i r i n ‘in yanında ölümden bahsedildiği vakit odun kesilir ve bütün azaları ölmüş gibi donardı.

Ö m e r b. A b d ü l a z i z her akşam adamlarını başına toplar, ölümden ve kıyametden bahsederler ve adeta bir ölen varmış gibi ağlarlardı.

İ b r a h i m e t- T e y m i :İki şey beni dünya zevkinden ayırmıştır. Biri ölümü hatırlamak, diğeri de Allah huzurunda hesap vermeyi düşünmektir>> dedi.

K a’b da (r.a.):<<Ölümü bilene dünyanın elem ve sıkıntıları kolay gelir>>dedi.

M i t r a f diyor:<<Rü’yamda Basra mescidinin ortasında adamın biri <<Ölümü hatırlamak, korkanların kalbini deldi, vallahi, onları şaşkın görüyorum>> dediğini duydum>>dedi.

E ş ‘ a s anlatıyor:<<Hasan-ı Basri’nin sohbetine devam ederdik. Onun sohbeti, Cehennem, ahiret ve ölüm işini hatırlatmaktan ibaret idi>>.

S a f i y y e (r.a.) diyor:<<Kadının biri Hz. Aişe’ye (r.a.) kalbinin kasvetinden(Kalp katılığı) şikayet etti. Hz. Aişe (r.a.):<<Ölümü çok an ki, kalbin yumuşasın>> buyurdu. Kadın da böyle yaptı ve kalbi yumuşadı. Bunun üzerine kadın Hz. Aişe’ye (r.a.) gelerek teşekkür etti>>.
İhya 4 cilt say 808.

Yorum Gönder

0 Yorumlar